UBP-DP-YDP hükümetinin beceriksizlikleri, halka ve çalışanlara mal edilmeye devam
ediyor. Her geçen gün çalışanların maaşları erimekte halka alıştırılmaya çalışılan sefil
düzen bir o kadar daha yaşanamaz hale gelmektedir. Asgari ücretli çalışan 6000 TL ye nasıl geçiniyor hiç düşündünüz mü?
* Halktan vergi almayı, her sıkıştığınızda elinizi halkın cebine atmayı becerdiğiniz gibi
patronlara, sermayeye dokunabiliyormusunuz?
* Dövizin artışı ve beceriksizliğinizden kaynaklanan zamlar karşısında eriyen alım
gücünü koruyacağınıza, çalışandan kesip maliyenin açığını kapatma peşindesiniz.
* Demokrasi, adalet, anayasal düzen hiç bu kadar katledilmemişti.
* Devlet Kurumları hiç bu kadar hizmet veremez hale gelmemişti. Tüm kurumları
sömürüp zarara soktunuz.
* Sendikalar, sivil toplum örgütleri hükümete isyan eder durumda, siz ise konuşanı
susturacak yasalar yapmanın peşindesiniz.
* Alacağınız en ufak kararı bile Ankara’ya danışmadan alamıyorsunuz. Ankaranın
dayatmalarını, halkı düşünmeksizin mutlak itaatla uyguluyorsunuz.
Tüm bunlar yaşanırken, utanmadan çıkıp da sanki bişeyler başarmış gibi bağımsızlık,
egemenlik ve istikrar naraları atarak sinir uçlarımıza dokunuyorsunuz. Işe yaramazlığınıza,beceriksizliklerinize, halkı bu denli sömürmenize ve her geçen gün bizleri yok edişinize artık tahammülümüz kalmamıştır. Siz hükümet edenler ile biz çalışanların arasındaki çalışma barışı da sayenizde tükenmiştir. 1 8.06.2022 Cumartesi saat 09:00 dan ertesi gün saat 08:00 a kadar Hava Trafik Kontrol Merkezi’nde 23 saatlik grevimiz başlayacaktır. Bu yarattığınız durum sürdükçe çalışma barışı sağlanmayacak, eylemlerimizin ardı arkası kesilmeyecektir.
Kategori arşivi: Duyuru
Yurtdışına Eğitime Gönderilen Personelin Harcırahları Derhal Yatırılmalıdır!
Ercan Hava Trafik Kontrol Şubesi, Hükümetlerin umursamazlığı, beceriksizliği ve vurdum duymazlığı yüzünden yıllardır eksik personel ile faaliyet göstermektedir. Her geçen gün havacılık gelişir, hava trafiği de artarken Ercan Havalimanı söz konusu olduğunda işler tersine dönmektedir.
Gelişen havacılığı ilkelleşen sistemlerimizle, artan trafiği ise azalan personel sayısı ile karşılamaya çalışıyoruz. Personel sayımız her geçen gün erimekte, açılan münhaller personel sayısını tamamlamak için yeterli olmamaktadır. Hal böyleyken halihazırda Ankara’da eğitim görmekte olan 130. dönem Hava Trafik Kursiyerleri, hava trafik kontrol hizmetlerinin güvenli ve sürekli verilebilmesi adına büyük önem taşımaktadır. Yandaşları kamuya atamaya, gereksiz yurtdışı ziyaretlerine, zenginlerin teşviklerine ve bir sürü işe yaramaz harcamaya kaynak bulabilen UBP-DP-YDP Hükümeti, 14 tane elzem personelin harcırahlarını aylardır ödemekten kaçınmaktadır.
Hükümeti uyarıyoruz! Ercan Hava Trafik Kontrol Şubesi’nin bu durumlara gelmesinin sebebi sizler gibi umursamaz yöneticilerdir. Personel henüz eğitim aşamasında sizlerin gereksiz icraatları, yersiz mazaretleri ve yarattığı mağduriyetler ile karşılaşmaktadır. Yaklaşık bir buçuk yıl ikamet edecekleri Ankara Esenboğa DHMİ Simülasyon binasında, bugüne kadar kaldıkları süreyi ödeyememekte ve bu yüzden baskı görmektedirler. Kontrolör olabilsin diye eğitime gönderdiğiniz personeli mahcubiyet, utanç ve geçim sıkıntısı ile karşı karşıya bırakmaktasınız. Sizler utanmıyorsunuz ancak bu gençler sizler yüzünden utanmaktadırlar. Ercan’a geldiklerinde ise düşük ücretli iş yükü, yıpranma, risk ve streslerle karşılaşacaklar. Özel yetenek sınavlarından başarı ile geçerek kadroya alınan ve zorlu bir eğitim sürecinden geçip ülkemiz hava trafiğini yönetecek olan bu nitelikli personeli mevcut şartlarda kadroda tutmanız neredeyse imkansızdır. Yıllardır tüm açılan münhallere rağmen kadro sayısının azalmasının sebebi yukarıda anlattıklarımız, sorumlusu da siz Hükümet edenlersiniz.
HTKS olarak Ankara’daki personelin harcırahlarının derhal ödenmesi ve oradaki problemlerinin giderilmesinin takipçisi olacağımızı ve bu hususta grev dahil tüm eylemleri yapmaktan kaçınmayacağımızı hükümet edenlerin bilmesini isteriz.
Grev Bildirisi
Mevcut hükümetin yanlış politikaları kaynaklı zamlar ve kıtlıklar halkımıza alıştırılmaya çalışılmaktadır. Gün geçmiyor ki temel tüketim maddelerine zam gelmesin. Yaratılan durumda maaşlarımızın her geçen gün eridiği aşikardır. Devletin çalışana olan borçları 4-5 ayı bulmuştur.
Mevcut şartlarda çalışanların maaşlarının enflasyon karşısında korunması elzemdir. Bu bağlamda Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, aşağıdaki taleplerin yerine getirilmesi adına 23 saatlik bir uyarı grevi yapacaktır.
1- Her iki ayda bir çalışanların maaşlarına hayat pahalılığı artışı uygulanması.
2- Asgari ücretin her iki ayda bir belirlenip enflasyon karşısında erimesinin önlenmesi
3- Devletin çalışana olan borçlarını (yurt dışında olan personelin harcırahları, ekstra çalıştırılan personelin ek mesai alacakları) daha fazla erimeden ödemesi.
Derhal Önlem Alın!
Hava Trafik Kontrol Merkezine beklenen sona gelinmiştir! Sivil Havacılık Dairesinin Ercan Hava Sahasını güvenli şekilde işletecek yeterli sayıda Hava Trafik Kontrolörü bulunmamaktadır. Şimdiki ve geçmiş Hükümetlerin ihmalkarlığı ve vurdumduymazlığı sayesinde hava trafik kontrolörlüğü mesleği tercih edilmeyen sorunlu bir meslek haline getirilmiştir. Son iki sene içerisinde 9 kişi daha iyi koşullardaki diğer mesleki pozisyonlar nedeniyle Hava Trafik Kontrolörlüğünden istifa etmiş, 2 kişi de emekli olmuştur. Açılan münhallere rağmen mesleğe başvuranlar iki elin parmak sayısını geçmemekte, tüm sınavlarda başarı sağlayıp mesleğe girmeyi hak edenler de ne ile karşı karşıya olduklarını görünce haklı olarak kendini kurtarmanın yollarını aramaktadırlar.
Normalde en az 4 ekip olması gereken yerde şu an hem 3 ekip düzenine geçilmiş hem de ekiplerde çalışan personel sayısı güvenli çalışma standartlarının çok altına düşmüştür. Hava trafik kontrolörleri, bırakın sosyal hayat ve aile düzenini, dinlenme imkanı bile bulamadan tekrardan göreve çağrılmaktadırlar. Mevcut düzende personelin günlük izne çıkması bile mümkün değildir. Hasta olup da işini yapamayacak personelin iyileşene kadar yerine koyacak muadili kalmamıştır. Hava trafik kontrol merkezi yıllar içinde çalışanlar için tam bir ömür törpüsüne dönüşmüştür.
Bu noktaya gelinmemesi amacıyla yıllardır Hükümetlere çağrı yapmakta, zaman zaman eylem ve grev ortaya koymaktayız. Ancak maalesef ülkemiz yönetenleri durumu algılayamamaktadır. Ülkemiz Hava Trafik Kontrol sisteminin çökmesi an meselesidir, daha fazla bu yükü kaldıramıyoruz. Bir an önce harekete geçmezseniz, personel iş yükü altında ezilecek ve yorgunluktan dolayı oluşacak olası bir felaketin bedelini ne siz ne bizler ödeyebileceğiz. Hava sahasını ve insanların canını güvende tutmak istiyorsanız derhal önlem alın!
Bizden Bu Kadar…
Yıllardır defalarca uyarısında bulunduğumuz ve tamamen personel fedakarlıkları ile ayakta duran Ercan Hava Trafik Kontrol Merkezi, gitgide büyüyen sorunlar nedeniyle, mevcut ve önceki hükümetlerin duyarsızlıklarından dolayı artık gayrı faal olma noktasına gelmiştir.
Gelmiş geçmiş hükümetlerin Hava Trafik Kontrol Hizmetleri’nin yürütülmesi konusundaki beceriksizliği ve vurdumduymazlığı yüzünden her geçen gün personel azalmakta, açılan münhallere, münhal kadrosundan daha az aday başvurmakta ve yanlışlıkla alınabilen personel ise, içerde ne ile karşılaştığını anladıktan sonra başka kadrolara müracaat edip veya istifa edip hizmetten ayrılmaktadır. Son 6 yılda 75 kişilik münhal açılmasına rağmen, şu anki personel sayısı 6 yıl öncesine nazaran 12 kişi daha azdır. Tüm dünyada gözde bir meslek olan Hava Trafik Kontrolörlüğü maalesef ülkemizde yaratılan çalışma koşulları nedeniyle tercih edilmiyor. An itibariyle limitlerin altında çalışan sayısı ile Hava Trafik Kontrol Şube Amirinin ve personelin fedakarca çalışmaları sonucu ayakta tutulmaya çalışılan hava trafik hizmetleri, uykusuz ve yorgun personel tarafından yürütülmekte ve personel eve dinlenmeye gidememektedir. Son olarak kadroda pozitif vaka çıkması nedeni ile kadronun üçte biri karantinaya girmiş, geriye kalan personel ile birlikte müdür, amir, ekip şefleri dahil angarya çalışarak hava trafiğinin akışını devam ettirmeye çalışmaktadır. Bizlerin artık dayanacak gücü kalmamıştır. Hükümet edenlerin boş lafları bu gemiyi yürütmemektedir. Ya derhal icraata başlarsınız ya da biz de oturup sizler gibi ipin kopmasını seyrederiz. Bugünden sonra çalışandan artık fedakarlık beklemeyin bizden bu kadar.
Hükümet Çalışanlarının Sağlığını Korumak Zorundadır!
İlk kovid vakalarının görüldüğü Mart 2020’den beri Ercan Havalimanında görevli tüm personel, sağlığını riske atarak haftada yedi gün yirmi dört saat, ambulans uçuşlara, askeri ve devlet uçuşlarına, transit ve lokal sivil hava trafiğine hizmet vermeye kesintisiz devam etmiştir.
Son günlerde ülkemizinim genel kötü gidişatına bağlı olarak Ercan Havalimanında çalışan personeldeki kovid vakalarında artış görülmeye başlanmıştır. Devlet, kamu yasası gereği kendi personeline sağlıklı bir çalışma ortamı hazırlamakla yükümlüdür. Bu nedenle yasaların birinci dereceden uygulayıcısı olan Hükümet, devlet hizmetlerinin aksamaması için elzem hizmetlerde bulunan tüm personele öncelikli olarak aşı yapılmasını sağlamakla yükümlüdür. Aksi halde sağlığının risk altında olduğunu düşünen personel kendi önlemini kendi almak zorunda kalacak ve havacılık hizmetleri aksamaya başlayacaktır.
Hükümet, Halka İhanet Ediyor!
Halk olarak hem ekonomik hem de sosyal bağlamda çok zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde devleti yönetenlere düşen görev, bütün imkanlarını her zamankinden daha fazla ortaya koyarak halkının refahını sağlamaktır. Ancak UBP-HP hükümeti bu zor dönemde bile alıştığımız sermaye yanlısı politikalarından vazgeçmeyerek halkı ve halka ait kurumları kasıtlı olarak borç batağına sürüklemekte ve halkın alacağı hizmeti sekteye uğratmaktadır.
Bugün Elektrik kurumunun yaklaşık 800 milyon alacağı bulunmasına rağmen, halka hizmet edebilmek için sürekli borçlanmasına yönetenlerin gözyumması kabul edilebilir değildir. Nasıl ki halkımız kullandığı enerjiyi kuruşu kuruşuna ödüyor ve ödemediğinde elektriği kesiliyorsa, belli başlı kurumlar ve işletmeler de borcunu ödemesi ve ödemediğinde tıpkı halka yapıldığı gibi elektriklerinin kesilmesi gerekir. Yasalar ve usüller herkese adil ve eşit çalıştırılmalıdır.
UBP-HP hükümeti bir yandan belli başlı kurumların ve para babalarının ödemedikleri elektrik borçlarına göz yumarken diğer yandan halkına ihanet etmektedir. Elektrik Kurumu’nun tahsil edemediği her kuruş halkın cebinden çıkmakta ve en zor zamanda bile hem halka hem de kuruma yük olmaktadır. Bu bağlamda kardeş sendikamız EL-SEN’in haklı mücadelesinde her an yanlarında olacağımızı bildirir, hükümetin ilgili tahsilatlar konusunda bir girişim yapmaması halinde EL-SEN ile birlikte grev dahil tüm yasal haklarımızı kullanmaktan çekinmeyeceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Hükümet ile Uzlaşımız Yoktur!
Ülkemizde Covid salgınına bağlı vaka sayısındaki hızlı artış nedeniyle sağlık sistemimiz zorlanmaktadır. Bu nedenle ülkeye giriş yapanların PCR sonuçları alınıncaya kadar devlet karantinasında kalmaları gerekmektedir. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesinin kararları da bu yöndedir. Hükümete yaptığımız çağrı bu kararları dikkate alması ve ekonomik yapıyı da etkilemeyecek şekilde bir ortak zemin bulması yönünde idi. Ancak Hükümet kendilerine verdiğimiz süre zarfında bizlerle görüşmemiş ve de başlattığımız grevi kamu yararı gerekçesiyle yasaklamıştır. Grevin yasaklanmasının ardından Başbakanlıkta yapılan toplantıda Sn. Ersin Tatar talebimize olumsuz yanıt vermiştir. Dolayısı ile halk sağlığı devletin güvencesinde değil halen kişilerin inisiyatifindedir. Bu inisiyatifin tehlikeli sonuçlarını da her gün basında izliyoruz. Sonuç olarak Hükümet ile herhangi bir anlaşmaya vardığımız doğru değildir.Ayrıca Hükümet’in anti-demokratik olarak sözde kamu yararı amacıyla grevimizi yasaklanmasını protesto ederken ilgili Bakanlar Kurulu kararını yargıya taşıyacağımızı kamuoyuna bildiririz.
Uyarıyoruz!
Çok yakında Doğu Akdeniz hava trafiğinin nerdeyse tamamını başarı ile yöneten bir Hava Trafik Kontrol Merkezi beceriksizlikten ve vizyonsuzluktan dolayı kapatılmak veya Türkiye’ye devredilmek zorunda kalacaktır. Nedeni ise UBP-HP Hükümetinin yaptığımız uyarıları dikkate almamasıdır.
Tekrar ediyoruz: Eğitimli personel sayımız her geçen gün hızla azalmaktadır. İcra edilen mesleğin riskine karşılık ödenen ücretin denk olmaması sürekli personel kaybı yaşamamızın en önemli sebebidir. Bu durum gerek personelin diğer meslek gruplarına kaçmasına gerekse adayların açılan münhallere ilgi duymamasına sebeb olmaktadır.
Sorunun çözümü için defalarca öneriler sunmamıza rağmen hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir. Hal bölye olunca personel sayısı kritiğe girmiş ve şu an hava trafiğinin normale dönmesi ile birlikte tam randımanlı olarak vardiya ekiplerini çalıştıracak personel sayısı bulunmamaktadır. Mevcut personel eksikliği ile tekrardan eski sisteme dönmek demek yeniden Kontrolörlerin dinlenmeye imkan bulmadan yorgun olarak göreve çağrılmaları demektir. Personelin günlerce aşırı bir biçimde ek-çalıştırılması hava araçlarının güvenliği açısından oldukça tehlikelidir. Bir an önce gerekli düzenlemeler yapılarak yeni personel alınmalı ve ülkemiz hava trafiği aksamadan sürdürülmelidir. Aksi halde yeni bir KTHY vakasi bu Hükümet’in alnına yazılacaktır.
Hükümet Etmekle İrade Sahibi Olmak Aynı Şey Değildir
Bu ilk seferimiz değil, daha önce de bu güzelim adanın doğasını gerek sorumsuzca kullanımdan gerek kar hırsından dolayı defalarca yağmaladık. Koskoca dağları binlerce dönüm araziyi kül ettik. Ülkenin doğal güzelliklerinin, ekonomik çıkar uğruna yağmalanmasını teşvik eden partileri destekledik. Ülkemizde her sene yangın çıkmakta, ormanlar ve verimli alanlar yok olmaktadır. Yıllardır yetkililere anlatıyoruz ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde Hükümet etmekle irade sahibi olmanın aynı şey olmadığı maalesef acı bir gerçek. Özellikle dağlık arazi yangınlarında en hızlı şekilde ve en kısa mesafeden ilk müdahaleyi yapabilmenin ancak kendi hava aracına sahip olmakla mümkün olabileceğini yıllardır anlatıyoruz. Sendika olarak çalışma yapıp en düşük maliyetle bu sorunu nasıl çözlebileceğini anlatan raporu Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına önceden sunduk ancak hiçbir geri dönüş alamadık. Dünki yangında da açıkça görüldüğü üzere Türkiye’den veya Güney’den helikopter gelmesi bürökrasi ile birlikte en iyi ihtimalle üç saati bulmaktadır. Üç saat içerisinde yangın yayılacağı kadar yayılmış artık kontrolden çıkmış demektir. Bu nedenle dışardan gelecek yardım ancak destekleyici nitelikte olup ilk kritik müdahalede ise hala noksandır. Hükümet etme iddiasında olanların azacık irade gösterip önceliklerini belirlerken cami yerine hastahane, gözetleme kamerası yerine havadan yangına müdahale aracına yatırım yapmaları, kaybettiklerimizi veya kaybedeceklerimizi büyük ölçüde engelleyebilirdi. Ancak bu bir siyasi tercih ve irade meselesidir ve görünen odur ki daha öncekiler gibi UBP-HP Hükümeti’nin de ne böyle bir derdi ne de böyle bir iradesi vardır. Bu nedenle ciğerimiz dediğimiz ormanlarımız yanmaya, bizler de seyretmeye devam edeceğiz.