Toplumun çalışan kesimleri olarak küresel salgının başlamasıyla birlikte ekonomik ve sosyal yönden oldukça zor günler geçiriyoruz. UBP-HP Hükümeti aldığı yanlış kararlara virus salgınını da bahane ederek maalesef çalışanlara daha da zor günler yaşatmaktadır. Çalışanlar olarak Hükümete rağmen ayakta durmaya sağlığımızı korumaya çalışıyoruz. Tüm bu süreç boyunca Hava Trafik Kontrolörleri olarak görevimizin başında yirmi dört saat hizmet vermeye devam ettik. Karantina uygulamaları sebebiyle halihazırda eksik olan personel sayımız yarıya kadar düşmesine rağmen yoğun bir mesai ile çalışıp, hava yolu ile acil taşınması gereken kişi ve ekipmanların güvenli bir şekilde yurda girişini veya çıkışını sağladık. Bu süreç içerisinde Hükümet tarafından “çalışın merak etmeyin siz elzem hizmet sınıfındasınız, sizleri mutlaka ödeyeceğiz” şeklinde garanti verilmesine rağmen maaşlarımızı kesintili aldık. Zorla çalıştırma söz konusu olunca bir kararname ile “elzem olan hizmet sınıfı”, konu ödeme olduğunda maaşlardan kesebilmek adına ‘elzem olmayan’ hizmetlere konduk. Tüm bu iki yüzlü hamlelere rağmen ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı sesimizi çıkarmadık. Karantina sürecinin başladığı Mart ayından beridir yazılı başvuruda bulunup hiçbir cevap alamadığımız Hükümet’ten, bu kritik hizmetleri yürüten Hava Trafik Kontrolörlerini hatırlayıp çalışanlara test yapmasını sabırla bekliyoruz. Bu süreç içerisinde çalışan alehtarı tavrından vazgeçmeyen UBP-HP Hükümetine her bekleyişin de bir sonu olduğunu hatırlatmak isteriz.
Zenginlere Sakın Dokunmayın! Yoksa Koltuklarınızdan Olursunuz!
Covid-19’un yarattığı ekonomik durgunluk ve KKTC’nin içine düştüğü mali kriz herkesin malumudur. Bu durum beklenen bir durum olup tüm dünyada devletler ekonomik tedbirler almaktadırlar. KKTC Hükümeti de bu bağlamda tedbirler alma yoluna gitmiştir.
Bu krizden çıkabilmek adına tüm kesimlerin elini taşın altına koyması gerektiği UBP-HP Hükümeti’nin ağzından düşmezken, elini değil başını taşın altına koyacak olanların yine emekçiler olacak olması ise kimseyi şaşırtmamıştır.
Ortada ülkemizin en güzel sahillerinin peşkeş çekildiği doğal güzelliklerimize bedavaya konmuş dev kumarhaneli ve binlerce odalı oteller, yıllardır bitmeyen tükenmeyen teşvikler ve vergi indirimleri ile semirmiş üniversite sahipleri, dünya zenginleri listelerine girmiş para babaları, alım garantili anlaşmalarla kaynaklarımızın akıtıldığı yandaş şirketler, milyon poundluk mevduatlarıyla süper zenginler dururken, Hükümet kesintiyi emekçiden yapmaya hiç utanmamıştır! Hükümet, vergisini doğru dürüst toplamadığı ve iş takibi, aracılık gibi kutsal hizmetler sunduğu sermayeye bıçağın kemiğe dayandığı bu durumda bile dokunmamaktadır! UBP-HP Hükümeti sayesinde ülkemizin zenginleri karını cebinde tutmanın keyfini yaşarken halka çerezlik yardımlar dağıtarak babacan sahte bir görüntü yaratmayı da ihmal etmemektedirler.
Unutulmamalıdır ki eğer bugün adamızda bu büyük krize rağmen hayat devam ediyorsa bunun sağlayıcısı, söz konusu taşın altında ezilen özel sektör emekçileri ve kamu görevlileridir. Ve yine unutulmamalıdır ki bu kriz günleri bir şekilde geçecek ve Hükümet ile emekçiler olarak tekrardan başbaşa kalacağız. Özellikle de seçim döneminde!
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Olağan V. Genel Kurulu Yapıldı
20 Şubat 2020 Tarihinde yapılan Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Olağan V. Genel Kurulu sonrası Yönetim Kurulu ve görevleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir;
Cem Kapısız, Başkan
Ali Rüzgar, Genel Sekreter
Yılmaz Çeliker, Mali Sekreter
Hüseyin Karaoğlan, Örgütlenme Sekreteri
Sinem Babacan , Eğitim Sekreteri
Milhan Beysoylu, Sosyal İşler Sekreteri
İrfan Derleyen, Basın ve Yayın Sekreteri olarak oy birliği ile göreve başlamıştır.
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Başkanı Cem Kapısız, Genel Kurulda yaptığı konuşmada;
“Sivil Havacılık Dairesi, Hava Trafik Kontrol Şubesinde görev yapmakta bulunan Hava Trafik Kontrolörleri’nin, havacılıkta kritik öneme sahip oldukça stresli ve ağır sorumluluk gerektiren, özel bir eğitim ve nitelik gerektiren bir mesleği icra etmekte olduklarını ancak kontrolörlerin omuzlarında taşıdıkları bu ağır yüke rağmen emeklerinin ve fedakarlıklarının karşılığını alamamakta, standart lise mezunu bir memur ile aynı ücrete, Doğu Akdeniz Hava Trafiğini tek sektörle yönetmektedirler. Bu nedenle çalışanların motivasyonu, sürekli artan bölgesel hava trafiğinin yükü ile ters orantılı olarak azalmaktadır. Bu yük arttıkça yorgun olan personel isyan noktasına gelmektedir. Son yapılan 30 kişilik münhal fiyaskosunda görüleceği üzere kadroya sadece dört kişi alınabilmiş henüz bu personelin Hava Trafik Kontrolörü olabilmesi için gereken eğitim süreci bile başlatılamamıştır. Kaldı ki mesleğe başlayıp Ankara’daki eğitim sürecini atlatabilen az sayıdaki personel de süreç içerisninde görevi icra etmeye ve ağır sorumluluklar altına girmeye başladıkça çareyi başka dairelere geçmekte bulmuştur. Ülkemizde bu ücretlere bu mesleği yapabilecek kişi sayısı yok denecek kadar azalmıştır.
Devletimiz, son 5 yıl içinde iki kez, toplamda 45 kişilik Hava Trafik Kontrolörü münhali açtı ancak bu rakam içerisinden kontrolör olarak görev yapan sadece 6 kişi bulunmaktadır. Bu noktada Hükümet’i nerede yanlış yapıldığı konusunda durup düşünmeye davet ediyoruz. Aksi halde uluslararası havacılık standartlarını koruyabilmemiz mümkün olmamakla birlikte “Yeni Ercan Havalimanı’nı uluslararası direkt charter uçuşlara elverişli bir havalimanı yapacağız” şeklindeki söylemler sadece havada asılı kalacaktır.” dedi.
ÖLDÜRÜNDÜNÜZ!!!
Asgari ücret tespit komisyonunda UBP-HP Hükümeti, işveren tarafını da arkasına alarak asgari ücretliye 177 TL zammı layık görmüştür. Bu artış UBP-HP Hükümet’nin şimdiye kadar güttüğü sermaye ortağı anlayışla tepeden tırnağa uyumludur. Her fırsatta çalışan karşıtı icratlara imza atmaya çekinmeyen, yeni vergiler ve zamlarla halkın alım gücünü aşağıya çekerken, diğer taraftan da vergi ve sigorta aflarıyla ortaklarını daha da zengin etmekten geri durmayan UBP-HP Hükümet’inden başka türlüsü de beklenemezdi. Asgari ücretlileri hiçe sayan Hükümet, “daha fazla sömürmek isteriz” diye bağırıp avucunu ovuşturanları kolluyor. Bu yapılan artışı ahlaksızlık olarak nitelendirmek bile mümkün değildir, zira UBP-HP Hükümet’inde ve ortakları olan sermaye kesiminde eksikliğinden bahsedilecek ahlak kalmamıştır!
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda meyadana gelen Pegasus Havayolları’na ait İzmir-İstanbul seferi yapan uçağın pistten çıkarak parçalanması, havacılık sektörü çalışanları olarak bizleri derinden üzmüştür. Kazada hayatını kaybedenlerin ailelerinin acısını paylaşıyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Pegasus firmasına ve pilot arkadaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.
Hava Trafik Kontrol Şubesi’nin kapısına kilit vurulacak!
Sivil Havacılık Dairesi, Hava Trafik Kontrol Şubesinde görev yapmakta bulunan Hava Trafik Kontrolörleri, havacılıkta kritik öneme sahip, oldukça stresli ve ağır sorumluluk gerektiren bir mesleği icra etmektedirler. Ancak Hava Trafik Kontrolörleri omuzlarında taşıdıkları bu ağır yüke rağmen emeklerinin ve fedakarlıklarının karşılığını alamamakta, standart lise mezunu bir memur ile aynı ücrete, komşu devletlerdeki meslektaşlarının aksine Doğu Akdeniz Hava Trafiğini tek sektörle yönetmektedirler. Bu nedenle çalışanların motivasyonu, sürekli artan bölgesel hava trafiğinin yükü ile ters orantılı olarak azalmaktadır. Bu yük arttıkça personel Hava Trafik Kontrol Şubesinden ayrılmaktadır.
Son yapılan 30 kişilik münhalde de görüleceği üzere ülkemizde bu ücretlere bu mesleği yapabilecek kişi sayısı yok denecek kadar azalmış 4 kişi kalmıştır. Kaldı ki meseleğe başlayıp Ankara’da 15 ay süren zorlu eğitim sürecini atlatabilen az sayıdaki personel de görevi icra etmeye, ağır sorumuluk ve stress altına girmeye başladıkça çareyi başka dairelere geçmekte bulmuştur.
Devletimiz son 5 yıl içinde iki kez, toplamda 45 kişilik Hava Trafik Kontrolörü münhali açtı ancak elimizdeki personel sayımız 5 yıl önceki rakamın altındadır. Hükümet bir yandan ek-mesai ödemelerinden şikayet ederken diğer yandan ek-mesai oluşmaması için mesleğe katılımı teşvik edecek önlemleri de almamaktadır. Bu koşullar altında çalışmaktansa gitmek istiyor diye kimseyi suçlayamayız. Bu nedenle, Hükümetin bu anomaliyi ortadan kaldırması gerekmektedir. Aksi halde ya yorgun ve bezmiş kontrolörlerin yönettiği bir hava sahansındaki uçaklara bineceğiz ya da Hava Trafik Kontrol Şubesi’nin kapısına kilit vurulacak. Bu konuda adım atılması için önümüzde çok zaman kalmamıştır.
Hükümet yine çalışanlardan çalma peşinde!
Halkın çoğunluğunu oluşturan çalışan kesimin tüm beklentilerine rağmen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu henüz zahmet edip binlerce insanın geçim kaynağı olan asgari ücreti belirleyememiştir. Ülkedeki tüm gelir vergisi dilimleri 1 Ocak itibarı ile geçerli asgari ücrete göre belirlenmektedir. Hükümet eğer asgari ücreti 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli saymazsa tüm maaşlı çalışanların vergi muafiyeti eski asgari ücretten hesaplanacaktır. Daha bir kaç ay önce çalışanların hayat pahalılığı hakkını kesmek için uğraşırken mahkeme duvarına çarpan UBP-HP Hükümeti, simdi başka hileler kullanarak, zenginden toplayamadıkları vergiyi emekçinin sırtına yüklemenin planlarını yapmaktadır. Hükümete soruyoruz: Emek hırsızlığı ve emekçi düşmanlığından ne zaman vazgeçeceksiniz?
UBP-HP Hükümeti’nin Ekonomik Başarısı : ZAMLAR!
Hükümete gelene kadar “Ben ekonomiden iyi anlarım, KKTC kalkındıracağım” diyen politikacılar, bugün bir kalkındırma yöntemi olarak ZAMları benimsemiş! Üstelik ZAM savunur duruma gelmiştirler. Yapılan son ZAMlarla Hükümetimiz ekonomi alanında ne kadar başarılı olduğunu halkımıza yeniden hatırlatmıştır. Güçlü bir KKTC ekonomisi için, UBP-HP Yönetimi’nin yegane planının ZAM yapmak olduğu anlaşılmaktadır. Hükümetimiz, emeği ile geçinmek zorunda olan kesimin kanını emmeye devam ederken bir yandan da halktan toplanan vergilerle üniversite ve gazino kartellerine teşvikler dağıtarak her gün zengini daha da zengin etmeye çalışmaktadır. Mevcut yönetim anlayışından belli olduğu üzere bu Hükümet çalışanın derdinden anlayabilecek bir kabiliyete sahip değildir. Dolayısı ile önümüzdeki seçim sürecinde de çalışanlardan oy istememesi gerekmektedir. Halkımıza çağrımızdır; Seçim yakındır! Tepkinizi sandıkta da göstermeyi unutmayınız. Nasıl olsa seçimlerden sonra elektrik ve benzin ZAMmı kapıdadır.
Hükümet, Vergi Kaçıranları Görmezden Geliyor!
Her sene yeni bir bahane ile çalışanların hayat pahalılığına göz diken önceki Hükümetler gibi, mevcut UBP-HP Hükümeti de sermaye yandaşı bir tavırla kendilerinden bekleneni ortaya koyarak çalışanların alacaklarına göz dikmiştir. Bayındırlık ve Ulaştıma Bakanı Tolga Atakan’ın da itiraf ettiği üzere devletimiz vergi toplamaktan aciz, öncelikleri yeme, içme ve gezme olan, har vurup harman savuran bir yönetici şürekasına sahiptir. Hal böyleyken devlet bütçesinin toparlanması zaten pembe bir hayalden ibarettir. Halkımızın öncelikli beklentisi olan yol, sağlık, eğitim gibi acil konular yıllardır çözüm beklerken UBP-HP Hükümet’i devletin kaynaklarını öncelikli olarak din işlerine ve askeri harcamalara kullanmaktadır. Bu nedenle sayın Atakan’ın kaynak bulamamasına kendi haricinde kimse hayret etmemektedir.
Ülkemizin zenginleri, “Dünyanın en zenginleri” listesine girmesine rağmen K.K.T.C. vergi listelerinde mercekle arasanız bulamazsınız. Sırf vergi ödemesin diye üniversite açmayan zenginimiz kalmadı. Vergi kaçırmayana enayi gözüyle bakılan bir ülkede yaşıyoruz. Doğru düzgün vergi veren sigorta yatıran iş insanı bir elin parmaklarından az. Kumarhanelere giren çıkan paradan devletin haberi bile yok. Kısacası Hükümet’imiz oy kaybederim diye toplamaya korktuğu vergileri toplasa, gidip kimseye el açmak, yalvarmak zorunda kalmayacak. Bu vesile ile Sn. Atakan da kaynak açığını yanlış yerde arama hatasına düşmeyecek. Sn. Bakan’a ve Hükümet’imize tekrardan hatırlatmaya gerek duyuyoruz, bu sermaye yandaşı tavır devam ettiği sürece bizim tavrımız nettir. ERCAN’DA İŞ YAVAŞLATMA ve GREV! Tercih sizindir
Hükümetin Önceliği Belli: Sorgulamayan Toplum Yetiştirmek!
Yıllardır istihdam yapılmayan Sivil Havacılık Dairesi, Hava Trafik Kontrol Şubesi’nde personel sayısı bölümün görev ve sorumluluklarını yerine getiremeyecek ve uçuş emniyetini olumsuz yönde etkileyecek kadar dibe vurmuştur.
Hepimizin bildiği üzere sağlık, adalet, eğitim, emniyet ve benzeri kritik hizmetlerde de personel eksikliği kamu hizmetlerini aksatan en büyük sorunlardan biridir. Bugün Ercan Hava Sahasını kullanan yolcular güvenle seyahat edebiliyorsa, bu imkan Hava Trafik Kontrolörlerinin, Devletin tüm ihmalleri ve yarattığı olumsuzluklara rağmen özveri ile çalışmasından kaynaklanmaktadır. Sendikamız her fırsatta personel eksikliğinin yaşattığı ve yaşatacağı sorunları anlatmasına rağmen UBP-HP Hükümeti bu tarz konularla ilgilenmemektedir. Devletin kritik kurumlarındaki aksayan hizmetler ve nitelikli personel eksikliği ortada iken 152 tane din görevlisi istihdam etmeye çalışması aslına Hükümet’in kamu hizmetlerinin aksaması ve vatandaşın derdi ile alakadar olmadığı göstermektedir. Devlet kaynaklarının bu şekilde kullanılması bir zorunluluk değil siyasi bir tercihtir. UBP-HP Hükümetinin amacı sorgulamayan bir toplum yetiştirerek yönetimdeki tüm beceriksizliklerini din ve milliyetcilik kalkanının arkasına saklamaktır.
Hava Trafik Kontrolörleri artık sabrın sınırlarına ulaşmıştır. Ya Ekim ayı sonuna kadar yeni Hava Trafik Kontrolörü alımı için münhal açarsınız, ya da personel eksiğini aldığınız din görevlileri ile doldurursunuz.