Kendi Malımıza Sahip Çıkmalıyız!

Önümüzdeki yıllarda oluşacak olan elektrik ihtiyarcını karşılamak amacıyla, üretim maliyetleri ve bölgedeki gaz kaynakları temel alınarak 4’lü koalisyon zamanında yapılan bilimsel çalışmalar sonucu 4 adet hem gaz (LNG) hem de fuel oil ile çalışan santralin ivedilikle alınmasının daha ucuz üretim ve çevreci bir yaklaşım açısından şart olduğu sonucuna varılmıştı. 4’lü koalisyonun bakanlar kurulu ilgili santraller için ihaleye çıkılması yönünde karar üretmişti. Böylelikle artan enerji ihtiyacı KIB-TEK tarafından karşılanabilecek, 2024 yılında sözleşmesi biten AKSA’dan artık pahalı elektrik satın alınmayacak, pahalı üretim yapan termik santraller olabildiğince susturulup yerine ucuz üretim yapan yeni santraller konulacaktı. Maliyet farkından dolayı elde edilecek gelirle satın alınacak santraller 4 yıl gibi kısa bir sürede kendini amorti edecek ve devamında ucuz üretim, elektrik faturalarına yansıtılacaktı. Diğer yandan adamız civarındaki gaz kaynakları üzerinde bir anlaşmaya varılması durumunda, KIB-TEK’in gaz (LNG) ile çalışan 4 adet santrali hazırda bulunacak ve üretim maliyetleri bir o kadar daha düşecekti.

Ancak UBP-HP Hükümeti halkın çıkarlarına uygun olanı yapmak yerine Ankara’dan gelen baskılara boyun eğerek, halkın malı olan KIB-TEK’i hizmet veremez duruma sokma ve sonrasında da halkı bıktırarak sermayeye peşkeş çekme çabasındadır. UBP-HP Hükümeti’nin izlediği bu dilenci politikası sayesinde, Ercan Havalimanı, Su ve Kıbrıs Türk Havayoları örneklerinde olduğu gibi elektrik de pahalılaşacak ve Kıbrıs Türk Halkı bir avuç patronun elinde sömürünün en büyüğünü yaşayacaktır. Bu nedenle halkmızı UBP-HP Hükümetine karşı uyanık olmaya ve EL-SEN’in onurlu mücadelesine sahip çıkmaya, direnmeye çağırıyoruz.

Bizim malımız olan KIB-TEK’i batırıp sermayeye’nin karına kar katma hevesinde olanlarla çalışma barışını BOZACAĞIMIZI buradan duyururuz.

Duyuru kategorisine gönderildi

Yüzünüze Gözünüze Bulaştırdınız!

Özelleştirme Yasası’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte dönemin UBP hükümeti tarafından yapılan ilk özelliştirme olan Ercan Havalimanı’nın vaziyeti tam bir talana dönüşmüştür.
Dönemin siyasi çevreleri ve onların maaşlı kalemleri tarafından “rekabet ortamı yaratılıp hizmetlerin ucuzlayacağı” masalı anlatılırken, ülkemizde rekabeti sağlamakla görevli olan Rekabet Kurulu, Ercan Havalimanı’nın 25 yıllığına özel bir şirketin TEKELİNE geçişini skandal bir sözleşmeyle onaylamıştır. Bu yetmezmiş gibi ardından gelen başka bir Hükümet de sudan bahaneler göstererek “özel tekele” 4 yıl ek süre vermiştir.
Tek başına KKTC’nin tüm yolcu trafiğini kontrolü altında bulunduran bir özel tekel şirketin, rekabetin olmadığı bir ortamda verdiği hizmetlerin kalitesini artırmak ya da ucuzlatmak gibi bir derdi de doğal olarak bulunmamaktadır.
Halk, devlete vergi adı altında bu kurumları işletmesi ve halka hizmet vermesi için para öderken, hükümet edenler kendi görevlerini doğru yapamadıklarından dolayı kurumları zarar ettirmektedirler. Ardından “Kurum zarar ediyor, satalım kurtulalım” diyerek kendilerine göre “en uygun” sermayedara üstelik halka sormadan kurumu teslim etmekte ve şirketin arzu ettiği kârı yine halkın cebinden sömürmesine izin vermektedirler.
Sözleşmedeki şartlara göre devletin Ercan Havalimanı’ndan edilen kârdan %47.8 alacağı olması gerekirken maalasef tekel konumunda bulunan şirket ne kdv ödemeyi kabul ediyor ne kar payı ödüyor, ne de yerel makamlarla işbirliğini düzgün şekilde yapıyor. Aksine, sunduğu hizmetleri fahiş rakamlarla fiyatlandırarak havayolu şirketlerinin tepkisini çekiyor. Bütün bu ekstra fiyatlamalar bilet fiyatlarına yansırken, televizyonlarda Bakanlarımız bilet fiyatlarının “bu sene, bilemedin gelecek sene” nasıl düşeceğini anlatmaktaydı. Ancak gerçek şudur ki; Hükümetlerimiz ilgili tekel şirketin, Ankara’daki bağlantılarından ürkmekte ve sözleşme gereği yetkilerini kullanmaya çekinmektedirler. Böyle olunca ilgili şirket de meydanı boş bulmakta ve kârını maksimize ederek gönlünün dilediğini yapmaktadır.
Söz konusu tekel şirket ile ilgili olarak bazı bakanlarla “rüşvet teklif etti” ya da “rüşvet istedi” gibi karşılıklı suçlamaların da yapıldığı daha dün gibi hatırımızdadır. Bazı milletvekillerinin ise bu şirketin evrak işlerinin takibini yaptığı iddiaları mevcuttur. İlgili şirketin kendi ortağı ile de mahkemelik olduğu ve karşılıklı olarak ciddi suçlamalarda bulunulduğu da basına yansımıştır.
Altı ayda bir basının karşısında topluca poz verilip “ha bitti, ha bitecek” denen Ercan Havalimanı inşaatı yanlış planlamadan dolayı uçakların kalkış ve inişlerini geciktirecek şekilde tam bir plansızlık ve hesapsızlık örneği olarak inşa edlmektedir. Bittiğinde tarihe geçecektir. Hava Trafik Kontrolden hiçbir uzman desteği alınmadan yapılan bu projenin gerçekleşmesi durumunda “Çift pistli bir meydanın nasıl olurda tek pistli bir meydana göre daha yavaş hizmet verebildiği?” sorusunu halk olarak kendimize hep birlikte soracağız.
Nerden bakarsanız bakın Ercan Özelleştirmesi Kıbrıs Türk Halkının 30 yıllık kaybına mal olacaktır.Özelleştirme! diye yatıp kalkan, yanıp tutuşan siyasilere sesleniyoruz; KKTC’deki ilk örneği ortadadır. Yüzünüze gözünüze bulaştırdınız! Ercan için yapılacak tek şey sözleşmeyi fes edip, başında siyasi atamaların değil liyakat sahibi seçilmiş profosyonellerin bulunduğu özerk bir Sivil Havacılık Kurumunun yönetimine verilmesidir.
Bu kadar kötü bir özelleştirme tecrübesi önümüzde mevcut iken halen kurumların özelleştirilmesi için çaba sarf eden bir aklın, halkın faydasına bir yanı yoktur. İşin içinde mutlaka başka kirli ilişkiler mevcuttur.

Duyuru kategorisine gönderildi

Hükümete Çağrı: Zengin Grupların Temsilciliğini Yapmaktan Vazgeçin

UBP-HP Hükümeti’nin “tasarruf” adı altındaki ilk icraatı, çalışanın enflasyona karşı tek güvencesi olan hayat pahalılığı hakkından kesiti yapılması olmuştur. Geçtiğimiz yıl aynı zamanlar, yine çalışanların ek-mesailerinden haksızca kesinti yapılmış adına da “tasarruf” denilmişti. Çarşıya pazara nasıl yansıyacağı göz önünde bulundurulmadan yapılan bu uygulamalar bir çaresizliğin değil sermaye gruplarından taraf olmanın sonucudur.
Hükmet edenler, bir taraftan kaynak yokluğundan dolayı acınaklı açıklamalar yaparken diğer taraftan trilyonluk otellere halen teşvikler ve vergi bağışları uygulamakta, üniversite kurumlarının zengin ailelerin elinde gönüllerince vergi kaçırdığı kullanışlı araçlar halini almasına ise seyirci kalmaktadırlar. Hükümettekiler, memleketi idare ettiklerini sanırken, gazinolara giren çıkan paranın urubunu bile kontrol edememektedirler. Hükümetimizin zengini daha da zengin etmeye yönelik bu yoğun çabaları arasında, çok kazananın çok, az kazananın az ödeyeceği adil bir vergi sisteminin hayali bile kurulamamaktadır. UBP-HP Hükümeti ülkemizin kaymağını yiyen zengin grupları karşısına almamak adına daha önceki hükümet örneklerinde olduğu gibi tek yapabildiği çalışanlardan kesinti yaparak sermaye gruplarına kaynak yaratmak olmuştur.
Hükümet, halkın %1’ini bile temsil etmeyen zengin grupların temsilciliği olarak görev yapmaya devam edecekse yaklaşan seçim döneminde çalışan kesimlerden oy talep etmek gibi bir derdi de olmamalıdır. Bakanlar kurulunda alınan bu adaletsiz karar geri alınmadığı taktirde UBP-HP hükümetinin kredisi Hava Trafik Kontrolörleri açısından bitmiştir. Kamuoyuna duyurulur.

Duyuru kategorisine gönderildi

KAYIP ULAŞTIRMA BAKANI ARANIYOR!

Bölgesel ve global değişimlere bağlı olarak K.K.T.C. Hava Sahası transit trafiği gün geçtikçe artmaktadır. Yakın dönemde eğitim amaçlı bile olsa Geçitkale Havalimanı’nın hizmete girecek olması, ardından Ercan Havalimanı yeni terminal binasının açılması ile birlikte lokal trafiklerimizde de artış olacağı planlanmaktadır. Gerek turistik aktivitelerdeki artış, gerekse adamız etrafındaki doğal kaynaklara bağlı olarak askeri eğitim ve tatbikatların artışı, gün geçtikçe Hava Trafik Kontrol Merkezi’ndeki iş yükünü katlamaktadır.
Kullandığımız techizatlar (Radar bilgisayar ekranları ve uçaklarla iletişim kurduğumuz frekanslar dahil) birer birer arızalanmakta yerine yenileri alınmamaktadır. Hava trafiğinin ve yolcularımızın güvenliğini sağlamak maalesef basına demeç vermekle olmuyor. Bu konuda önceliklerin belirlenmesi ve yatırım yapılması gerekiyor, tabi bir de bunları yapacak İRADE. Çöken her şeyi personel omuzlamakta, her gün yüzbinlerce yolcunun güvenle seyahat etmesi için görev ve sorumluluklarımızda olamayan riskler almaya mecbur kalmaktadır. Devletin yetersiz kaldığı yerde gerektiğinde masrafları cebimizden karşılayarak hizmet içi eğitimlere katılarak havacılığın uluslararası standarlarda yürütülmesini sağlamaya çalışmaktayız. Eğitimli ve nitelikli olan personel mevcut ücretleri, alınan risk ile yapılan işin stresine oranla değersiz bulmakta ve sınavlara girerek başka dairelere geçmeye çabalamaktadır. Bu nedenle zaten üç yıl gibi uzun bir sürede eğitilebilen hava trafik kontrolörlerini sürekli olarak kaybetmekteyiz.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na fedakarlık limitlerimizin dolduğunu, artık sözden daha fazlasına ihtiyaç olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ancak kendisi de yolun sonuna geldiğimizi farketmiş olacak ki telefonlarımıza bakmamakta ve randevu taleplerimizi ise görmezden gelmektedir. Bu nedenle Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’nı Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası olarak uyarıyoruz. Çalışanların da bir dayanma sınırı vardır, yakın zamanda havacılıkta yaşanacak olan kaosa müdahale etmezseniz hepiniz kendi çökerttiğiniz sistemin altında kalacaksınız. Yaşanacak olan sorunların sorumlusu olarak duyacağınız son pişmanlık hiçbir şeye fayda etmeyecektir. Hava Trafik Kontrolde söz konusu olan İNSAN HAYATIDIR ve PİŞMANLIKLARA YER YOKTUR.

Duyuru kategorisine gönderildi

20 Ekim Dünya Hava Trafik Kontrolörleri Günü

20 Ekim tarihi tüm Dünya Hava Trafik Kontrolörleri Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizin Hava Trafik Kontrolörleri olarak hergün onlarca ülkeden yüzlerce uçağa hizmet vermekteyiz. Dünyanın her kösesindeki meslektaşlarımızla birlikte yüzbinlerin ailerine, tatillerine, işlerine ulaşmasını sağlamakta, ülkemize ulaşımın neredeyse tamamını oluşturan hava trafiğini 43 yıldır güvenle yönetmekteyiz. Üstlendiğimiz bu ağır sorumluluğa rağmen ülkemizde gereken değeri görememekteyiz. Hava Tarafik Kontrol Birimi teknik altyapı eksikleri, yasalardaki yetersizlikler, eleman eksiği gibi sorunlarla boğuşarak can güvenliği sağlamaya çalışmaktadır. Başta Hava Trafik Kontrolörleri Yasası’nın ivedilikle yasalaşması olmak üzere mesleki sorunlarımızın çözülmesinin acil ve elzem olduğunu, yaşanabilecek tek bir hatanın bedelinin ödenemeyecek kadar büyük olacağını, Hükümet edenlere tekrardan hatırlatırız. Tüm Hava Trafik Kontrolörü arkadaşlarımızın 20 Ekim Dünya Hava Trafik Kontrolörleri Günü’nü kutlarız.

Duyuru kategorisine gönderildi

Toplumsal Uzlaşı Nerede?

Öncelikle, Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası olarak Hükümet ile ek mesailerle ilgili yapılan yeni anlaşmayı, tüm fedakarlığın vardiya çalışanlara yüklenmesinden dolayı halen adaletli bulmadığımızı belirtmekle beraber toplumsal uzlaşı adına kabul ettiğimizi  ve Ercan’da herhangi bir eylem yapılmayacağını uçuşların normal düzeyde seyir edeceğini kamuoyuna duyururuz.

Son üç gün içerisinde, vardiya sisteminin ne olduğunu bilmeyen, ek-mesainin Devletin visyonsuzluğunun bir ıspatı değil bir ikramiye, beleşten para olduğunu düşünen, Hava Trafik Kontrol Hizmetleri hakkında en ufak bir fikri olmayan, okuduğunu bile anlayamayan bir çok kişiden oldukça ağır hakaretler ve aşağılamalar gördük. Eminiz bütün bunları bize ‘toplumsal uzlaşı’ sevdasından yaptılar. Yine de dinlemek isteyen herkese tek tek durup anlatmaya çalıştık.

Eylemlilik süresince ısrarla anlatmaya çalıştığımız; toplumun tüm kesimlerinin, sermaye gurubu da dahil herkesin eşit düzeyde bu fedakarlığı göstemesi ile ancak bir toplumsal uzlaşı yakalanabileceği ve adaletli bir sonuca varılabileceği idi. Maalesef Hükümet bu konuda sadece söylemde kalmıştır. 15 bin personeli bulunan kamu da toplumsal fedakarlık sadece sayısı bini bile bulmayan vardiya çalışanları tarafından kabul edilerek uygulanmaya başlamıştır.

Gelinen noktada, partisi muhalefetteyken bir numaralı sistem karşıtı, partisi Hükümette iken bir numaralı devletçi ve sendika tertipleyicisi olan misyoner kalemlere, kendi döneminde işçi sınıfına kan kusturarak bir çok çalışanı işten atan R.Reagan’ı örnek vererek bizlerin de işten atılmasını talep edecek kadar şuursuzlaşan gazinoların kiralık ve ‘gazeteci’ kılığındaki kalemlerine, son olarak da bizleri “şımarıklıkla” suçlayıp ardından bu ay ki vergi ödemelerinden nasıl kurtulurum? diye hesap yapan sermaye gurubu sözcülerine sormak isteriz;

Bizler şu an Başabakan Tufan Erhürman’ın bahsetiği, hep beraber kaldırmamız gereken taşın altındayız! Sizler nerdesiniz?

Duyuru kategorisine gönderildi

MESELE FEDAKARLIK EDİP ETMEMEK DEĞİL!

Bilindiği gibi bayram öncesi Hükümet belli tasarruf karaları çerçevesinde bizlerden görüş almadan belli kararlar üreterek vardiya çalışan bizlere dikta etmiştir. Bizlerse bizlerle bu konuda herhangi bir görüşme olmadığını ek-mesailerden kesinti yapılması kararına bağlı olarak Hükümete bayram öncesi turizimin aksamaması amacıyla eylemlerimizi bayram sonrasına bırakacak şekilde karar aldığımızı 10 gün öncesinden yazılı olarak bildirdik. Bu bildiriye rağmen Hükümetten herhangi bir çağrı veya görüşme gelmemiştir. Eylem başlatıldıktan sonra bizlerin farkına varan Hükümet ile İlk kez masaya dün akşam oturduk.

Kamuoyundaki bilgi eksikliğini gidermek amacıyla özellikle vurgulamak isteriz; Üzerinde tartışılan konu fedakarlık edip etmeme meselesi değildir! Uzlaşılamayan konu, bu fedakarlığın neden sadece bizler gibi 24 saat, gece gündüz çalışması zorunlu olan yerlerde, zaten zor koşullarda çalışan vardiya çalışanlardan ısararla beklendiğidir. Bu alınan karar kamuda adaletsiz bir duruma personel arasında sorunlara yol açmıştır. Hükümet elini sadece vardiya çalışanlarının cebine atarken kendi çalışanları arasında ayrımcılık güdmekte olduğu gerçeğini de görmezden gelmektedir. Hükümete yaptığımız bildirimde de aktardığımız üzere farklı bir yerde değil biz de bu ülkede yaşıyoruz, biz de Hükümetten ekonomik önlem ve siyasi irade talep ediyoruz. Bizler de ülkenin ekonomik koşullarının farkındayız, hatta hükümetin ekonomik anlamdaki birçok önerisini de (yetersiz görmemze rağmen) destekledik. Ancak söylem ve eylemlerin örtüşmesini de beklemekteyiz.

Sendikamız ek-mesalilerle ilgili tepki ortaya koyarken bu karardan dönülmesini ve bir fedakarlık olacaksa bunun sadece 24 saat çalışan personelden değil tüm kamudaki sendikalarla uzlaşılacak belli bir yüzdelik üstünden olmasını teklif etmektedir.  Hümüketin aldığı kararı gözden geçirmesi ve bizlerle uzlaşması için Eylül ayı souna kadar bolca vakti olacaktır. Umarız bizleri masaya çağımak için yeniden uçakların kalkmamasını beklemezler.

MESELE FEDAKARLIK EDİP ETMEMEK DEĞİL! ADALETTİR EŞİTLİKTİR!

Duyuru kategorisine gönderildi

Hükümete Çağrı: Çalıştırmayın Ödemeyin!

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik problemler yapısal sorunlar olup önümüzdeki bir kaç yıl boyunca derinden hissedileceği, enflasyonun artarken TL’nin değer kaybedeceği yönünde ciddi ekonomik veriler bulunmaktadır. Türk lirası kullanan bir diğer ülke olan KKTC ekonomisi ise zaten prematüre olduğundan dolayı kuruluşundan beri sürekli dayatma ekonomik paketler ve krizlerle boğuşmaktadır. Her dört-beş yılda bir karşılaştığımız bu krizlerde gelen-giden Hükümetler tarafından önümüze sürülen “hepimiz aynı gemideyiz” ya da “elini taşın altına koymak” gibi sermaye kesimini uzaktan yakından ilgilendirmeyen sloganlarla çalışanların maddi ve sosyal hakları biraz daha kesilmektedir.
Bir çok konuda koordineli hareket etmeye özen gösterdiğimiz mevcut Hükümet ek-mesai konusunda diğer sendikalar ile yaptığı toplantılara maalesef Hava Trafik Kontrolörleri olarak bizleri çağırmayı uygun görmemiş, geçmiş Hükümetlerden çokca alışık olduğumuz “nasıl olsa yaparım olur zihniyeti” ile hareket etmeyi uygun görmüştür. Dolayısı ile Hükümetle herhangi bir uzlaşı noktamız bulunmamaktadır.
Hava Trafik Kontrörleri Sendikası, Hükümeti ek-mesai ödeme derdinden kurtarmak amacıyla aldığı karar doğrultusunda; Bakanlar Kurulu’nun ek-mesai ile ilgili kararları yürürlükte kaldığı sürece bundan böyle aylık çalışma saatlerimiz dolduğu andan itibaren Hava Trafik Kontrol Hizmetlerinin tüm bölümlerinde (Hava Sahası, Yaklaşma, Kule dahil) görevlerimizi iade edeceğimizi bildiririz. Ancak içerisinde bulunduğumuz Ağustos ayında Bayram turiziminin olumsuz etkilenmemesi ve vatandaşların mağdur olmaması amacı ile bayram tatili süresince çalışmaya devam edeceğiz. Kamuoyunun bilgisine sunarız.

Duyuru kategorisine gönderildi

Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Havacılık Eğitim Fuarına Katıldı

Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, her yıl uluslararası olarak düzenlenmekte olan İstanbul Havacılık Eğitim Fuarı’na katıldı. İstanbul Havacılık Eğitim Fuarı havacılık sektöründe hizmet veren kurum ve kuruluşların uluslararası düzeyde bilinirliğini arttırarak işbirliği zemini hazırlamak, havacılık eğitimleri ile ilgili tüm detaylı bilgileri son kullanıcıya sunmak, sektörle ilgili gelişmelerden ve fırsatlardan sektörel paydaşları haberdar etmek için düzenlenen geniş çaplı bir organizasyondur. Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası temsilcileri düzenlenen eğitim ve seminerlere katılarak havacılık yönetimindeki son gelişmeleri yerinde incelediler. Ayrıca Dünya’nın çeşitli ülkelerinden gelen eğitim kurumları ve Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği ile temaslarda bulunarak ortak işbirliği alanları hakkında görüş alışverişinde bulundular. Ercan Hava Trafik Merkezinde örgütlü sendika olan Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Başkanı Cem Kapısız, konuyla ilgili olarak yarptığı açıklamada;

“Havacilik sektöründe uluslararası standartlari koruyabilmek icin personel eğitimini sürekli güncel tutmak zorundayiz. Havacılık hata kaldırmayan bir sektör, bu bağlamda yapilan tüm egitimlere olanaklarimiz çerçevesinde katilmaya calisiyoruz. Gelecek yıl içerisinde havacılıkla ilgili uluslararası platformlarda KKTC’yi temsil etmek için çalışmalar yürütmekteyiz ve bu alanda devletin güçlü desteğine ihtiyacımız vardır” açıklamasında bulundu.

Duyuru kategorisine gönderildi

Ercan Havalimanı SMART Binası Dökülmektedir

2009 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin finansmanı ve dönemin en teknolojik alt yapısı ile kurulan Ercan Hava Trafik Yönetim Merkezi’nin bulunduğu SMART binası fotoğraflarda da görüleceği üzere bakımsızlıktan dökülmektedir. Bir süredir hem idarecilerimizin hem de Ercan ihalesini alan şirketin dikkatini buradaki sorunlara çekmeye çalışıyoruz. Fakat görüyoruz ki stratejik açıdan oldukça önemli olan bu bina kaderine terk edilmekte ve özel sektörün kar hırsına yenik düşmektedir.

Maalesef tüm uyarılarımıza rağmen devletimiz söz konusu şirket karşısında nedense etkili adımlar atamamaktadır.  Geçtiğimiz yıl içerisinde Ercan Havalimanı’nı işleten şirketinin yöneticileri, Hava Trafik Merkez odasındaki hastalık yayan zeminin değiştirilmesi konusunda bizzat Maliye Bakanı Sn. Serdar Denktaş tarafından ikaz edilmesine rağmen söz konusu sözleşmeden doğan yükümlüğünü yerine getirmemiştir. Bu ülkenin Maliye Bakanının talimatı havada kalmıştır.

Bu denli büyük şirketler karşısında boynu bükük olan devletimizin yetkilileri maalesef halen ülkemizin stratejik olarak önemli kurumlarının özelleştirilmesinin ne sonuçlara mal olacağını görmek istememektedirler. Bugün daha fazla kar için kontrolörlerin sağlığını umursamayan bu tarz şirketler yarın halkın en temel haklarına da saygı duymayacaktır. Bu gerçekleri söylediğimiz ve sağlıklı bir çalışma ortamı talep ettiğimiz için söz konusu şirket yetkilileri tarafından maalesef çirkin hakaretlere maruz kalıyoruz. Bugün “aşağlık ve yalancı” ilan edildik bir bakarsınız yarın vatan haini de ilan ediliriz.

Duyuru kategorisine gönderildi